06 Mayıs 2024

Ahmet Faruk Demir Yazıyor... ( SAYGIYLA, SEVGİYLE GÜZEL YAŞA )

Bir toplumun bekasında, hayati önem taşıyan, sevgi ve saygı dinimizin emri, Dünya etik değerlerinde iki temel taşıdır. Sevgi başlı başına bir terbiyedir. Sevgide kibir, gurur, kıskançlık olmaz. Sevgisiz insan boş bakar, hatta baktığını görmez, gönül gözü kapalıdır. Sevgi insanı büyütür, hayata hazırlar. Dostluklar sevgiyle kurulur, en sağlam temeller sevgiyle atılır.

haber/Photo_1612307699366.jpg

Saygı, sevgi duyulan kişiye verilen değerin ifadesidir. O kişiye ne kadar önem verdiğinin ve onu ne kadar ciddiye aldığının göstergesidir. Saygıda sarsılmaz bir sadakat vardır. Ölene kadar sürecek bir sırdaşlık vardır. Hiçbir şüphe duymayacak kadar kesin bir güven vardır. Dolayısıyla saygı anlayışı, insanların sevgideki coşkularını, yakınlıklarını ve birbirlerine olan güvenlerini artıran bir güzellik şeklidir.

Sevgi ve saygı, büyüklerle küçükler arasındaki uçurumu yok eden, muhabbet bağını kuran fevkalade bir usurdur. Büyükler küçüklere sevgide, küçükler de büyüklere saygıda kusur etmemelidir.

İnsanların birbirleriyle geçinmelerinde samimiyet, tevazu, sadelik, zorlanmama, karşılıklı yardım, nezaket, saygı, sevgi ve hayırseverlik bir esastır. Bu özellikten yoksun olan toplumlarda sıkıntılar baş gösterir, kin ve düşmanlıklar görülür.

Büyüklere saygıyı, küçüklere sevgiyi başta biz anne babalar olarak çocuklarımıza öğretmeliyiz. İnsanlar birbirlerini sevmeli ve saymalı, gençler yaşlılara, bilmeyenler bilginlere ve bildiğini paylaşıp öğretenlere, çocuklar anne ve babalarına, öğrenciler öğretmenlerine saygı göstermelidir.

MUTLU GÜZEL YAŞAMAK

Güzel yaşamak mutlu olmak emek ister, özen ister, zeka ve beceri ister. Nefes alıp veriyor olmak yaşamak değildir. Yaşamak yaşadığın her anını sindire sindire, doya doya hissetmektir.

Üzüntüyse üzüntüyü, sevinçse sevinci gerçekten kopmadan, kendini ve bilincini kaybetmeden yaşamaktır. Mutluluk hayattan zevk alm lak içimizdedir. Onu dışarıda aramaya çalışmak ise sonu hüsranla bitecek bir maceradır.

Zengin olmak, deniz kıyısında muhteşem şatolarda oturmak ya da her insanın ulaşmak için can attığı yüksek makamlarda olmak kesinlikle mutluluğun garantisi değildir. Ben bu hayatı yaşadım diyebilmek için içsel huzura ve yaşam kalitesine ulaşmak gerekir. Hayatı güzel yaşayan, mutlu insanlara dikkat edin onların mutluluğu şartlara bağlı değildir. Yani şu işim olursa mutlu olacağım, bu mekânda oturursam keyfim yerine gelecek şeklinde değildir. Güzel ve mutlu yaşayanlar hangi işe ya da mekâna giderlerse gitsinler mutluluğu yanlarında götürürler. Çünkü yaşama sevincinin kaynağı onların içindedir dışarıda aramazlar.

Güzel yaşamak her boyutuyla zordur. İnsanlarla iyi geçineceksin, küçük şeylerden dolayı moralini bozmayacak ama yine çok küçük şeylerden dolayı mutlu olmasını bileceksin. Yemey ibileceksin, giyinmeyi bileceksin. Güzel yaşama sanatının incelikleri öğrenmekle bitmez bunu öğrenmeyi genel yaşam amacın haline getireceksin ve hep daha güzel yaşamanın inceliklerini arayacaksın.

Yani günlük yaşamımızdaki her şeyin, Temizliğin, okudukların, eğitimin, ilişkilerin, giyimin gibi her ayrıntıda kaliteli olacaksın. Ama bunu sadece kendin için yapacaksın. Kendini memnun etmek için kaliteli olacaksın. Çevreni hoşnut etmek için değil. Zaten sen kendini hoşnut ettikten sonra çevre hoşnut olacaktır. Mutlu olun ve mutlu edin çünkü duygular bulaşıcıdır. Coşkulu ve mutluysanız bu diğer insanlara da bulaşır. Mutsuzluğunuzun bulaştığı gibi, güzel yaşamak geriye dönüp de bakma ihtiyacı hissettiğimizde yüzümüzde gülücükler oluşturacak bir geçmişe sahip olmaktır.

SAYGIYLA, SEVGİYLE GÜZEL YAŞADIM diyebilmeniz dileğiyle.

Ahmet Faruk DEMİR

Ziraat Mühendisi