24 Ekim 2025

Ahmet Faruk Demir ( Kuraklık )

Kuraklığın temel sebebi ilgili bölgenin normalden daha uzun süre az yağış almasıdır. Bunu artan sıcaklık ve azalan nemle birleştirdiğimizde meteorolojik kuraklık ortaya çıkar.

haber/Photo_1625247030146.jpg

Günümüzde; dünyada, karşılaştığımız küresel ölçekte en büyük sorunlardan birisi olan kuraklık, bugün gelinen nokta itibariyle fiziksel ve doğal çevre, kent yaşamı, kalkınma ve ekonomi, teknoloji, tarım ve gıda, temiz su ve sağlık olmak üzere hayatımızın her aşamasını etkilemektedir. Etki derecesi, süresi ve zamanının tahmin edilmesi son derece zor olan kuraklığın etkileri, insan faaliyetleri ile de yakın ilişkilidir. 

Kuraklık, önemli ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri olan doğal bir olaydır. Kuraklık başlangıç ve bitiminin belirlenmesinin güçlüğü nedeniyle diğer doğal afetlerden farklıdır. Kuraklığın etkileri genellikle ilk olarak tarımda görülür ve yavaş yavaş diğer suya bağımlı sektörlere yayılır. Tarım sektöründe kuraklığın anlamı, diğer sektörlerden daha farklıdır. 

Çünkü bitkiler için yıl içerisinde yağan toplam yağıştan çok, büyüme dönemlerinde bitki kök bölgesinde var olan su daha önemlidir. Dolayısı ile bitkilerin çıkış ve gelişme döneminde ihtiyaç duydukları suyun toprakta bulunamaması, tarımsal kuraklık olarak adlandırılmaktadır. 

Tarımsal kuraklığın olumsuz etkilerini azaltmak, kuraklık olmadan önceki dönemlerde alınacak tedbirler ve kuraklığın yaşandığı dönemlerde yapılacak doğru planlamalarla mümkündür. Bu nedenle, kuraklıktan önceki dönemde alınacak tedbirler ve kuraklık yaşanırken atılacak adımlar ayrı ayrı planlanmalıdır. Yağışların devamlılığını sağlayarak, su arzını artırmak elimizde olmasa da, kuraklıktan kaynaklanan olumsuz etkileri azaltmak elimizdedir.

Ekolojik dengenin korunması ve insan topluluklarının sürdürülebilir gelişiminin sağlanması için, su ve toprak kaynaklarının bugünkü ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için akılcı bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Günümüzde tarımsal üretim miktar ve verimini, kaliteli tohumlar kullansak dahi ancak sulamayla arttırmamız mümkün olduğundan gerek yeraltı gerekse yer üstü su kaynaklarımızı temiz ve planlı kullanmalıyız. 

Türkiye, küresel ısınmanın da etkisiyle birlikte su kaynaklarının kullanımı ve su kalitesi konusuna özen göstermelidir. Ülkemizde ormanların ve meraların tahrip edilmesinin önüne geçilmelidir. Gelecekte daha kurak bir periyoda girileceği dikkate alınarak, erozyon kontrolü ve suyun toprakta muhafaza edilmesi daha da önem kazanmaktadır. Suyun toprakta muhafazasını sağlayan anızın tahrip edilmesinin önüne geçilmelidir. Toprak yüzeyi anızsız nadasa bırakılmamalıdır. Suyun muhafazası açısından topraklar yüzeysel sürülerek hafifçe kabartılmalıdır.

Yüksek sıcaklık ve yağışlardaki düşüş sonucu, yeraltı sularına yüklenilen, açık kanallarda taşınan su ile yapılan 'salma sulama' yöntemlerinden vazgeçilerek, suyu tasarruflu kullanan toprağı değil bitkiyi sulayan, damlama ve yağmurlama sulama sistemleri başta olmak üzere, toprakta tuzlulaşma, alkalileşme, çoraklaşma sorunu yaratmayan çağdaş tekniklerin uygulanması gerekmektedir. Su mülkiyeti ve işletmeciliğinde, üreticiye, suyu kullanan ve yöneten bir nitelik kazandırılmalıdır. 

Zir. Müh. Ahmet Faruk DEMİR