27 Nisan 2024

Ahmet Faruk Demir / Dünya Su Günü

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1993 yılında 22 Mart tarihini ''Dünya Su Günü'' olarak ilan etmiştir. O günden beri, her yıl 22 Mart tarihinde Dünya Su Günü, her sene farklı bir tema altında kutlanmaktadır.

haber/Photo_1711034479510_4.jpg

2024 yılının teması “Barış için sudan faydalanmak” olarak belirlenmiştir. Suyun sadece bir kaynak değil, küresel barış, istikrar ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen kritik bir araç olduğu rolüne dikkat çekiyor. İklim değişikliğinin etkileri artarken ve dünya nüfusu büyürken, su kaynaklarımızı koruma ve muhafaza etme ihtiyacı daha da önem kazanıyor.

Ekonomik faaliyetler için yeri doldurulamaz bir kaynak olan su; biz canlıların hayatını devam ettirebilmesi için de yaşamsal bir kaynaktır. İnsan hayatının en başta gelen vazgeçilmezlerinden olan suyun bu özelliği, insanların var olduğu günden günümüze kadar su kaynaklarına yakın bölgelere yerleşmelerine ve bu yerleşim yerleri üzerinde büyük medeniyetler kurmalarına imkân sağlamıştır.

İklim değişikliklerinin görülmeye başlandığı günümüz dünyasında; deniz, nehir, göl gibi yeraltı ve yerüstü tüm su kaynaklarının her zamankinden daha fazla korunarak değerinin bilinmesi tüm insanlık olarak duyarlılık gösterilmesini ve sorumluluk duygusuyla su konusuna hassasiyetle yaklaşılmasını zorunlu kılmaktadır.

Endüstrileşme, büyüyen ve gelişen kentler, tarım ilaçlarında bilinçsiz zirai ilaç ve gübre kullanımı, gerek evsel gerekse endüstriyel atık sularının herhangi bir arıtmaya tabi tutulmadan su kaynaklarına drene edilmesi gibi olumsuz çevresel girişimler yeraltı suları ve yüzeysel suların hızla kirlenmesine neden olmaktadır. Önemli bir bölümü ruhsatsız olan kuyulardan, her yıl 5-8 metre daha derine çekilen yeraltı suları, artan mazot ve elektrik faturaları ile yüzeye çekilmeye çalışılmakta, bu yolla göller ve sulak alanlar kurumakta, toprak tuzlulaşmaktadır. 

Ülkemizde kirlenen su kaynaklarının ıslah edilmesi, kirlenme sorunlarının oluşmasını önleyecek şekilde doğal kaynakların korunması için su kalitesinin izleme ve değerlendirilmesi çalışmalarına hız verilmelidir. İnsanın yaşam kalitesini yükseltmek, tarımsal ve endüstriyel kalkınmasına katkı vermek için, su ve toprak kaynaklarını geliştirme projeleri sürdürülmelidir. Söz konusu projeler planlanıp yönetilirken, bütünleşmiş bir yaklaşım uygulanmalı ve çevreye olabilecek olumsuz etkiler dikkate alınmalıdır.

Yüksek sıcaklık ve yağışlardaki düşüş sonucu, yeraltı sularına yüklenilen, açık kanallarda taşınan su ile yapılan "salma sulama" yöntemlerinden vazgeçilerek, toprağı değil bitkiyi sulayan, damla sulama başta olmak üzere, suyu tasarruflu kullanan, toprakta tuzlulaşma, alkalileşme, çoraklaşma sorunu yaratmayan çağdaş tekniklerin uygulanması gerekmektedir.

Tüm insanlar; Suyun değerini iyi bilmeli, Onu tasarruflu kullanmalı, Onu kirletmemeli, kirletilmesine göz yummamalı, Su kaynaklarını geliştirme projelerine yardımcı olmalı, Emanetçisi olunan tüm kaynaklar gibi suyun da gelecek nesillere sağlıklı ve yeterli bir şekilde aktarılması konusunda son derece hassas olmalıdırlar.

Ahmet Faruk DEMİR