Bu problemlerle, zaten yorgun ve bitkin düşen toprakta, özellikle Mayıs ve Haziran aylarında hububat hasadının arkasından anızların, atıkların yakılması eklendiğinde durum daha da ciddi boyutlara ulaşmaktadır.
Bazı arazi sahipleri tarlalarına aynı yıl içinde ikinci ürünü ekebilmek, hızla topraklarını işlemek, tohum yatağını hazırlamak, maliyeti düşürmek, iş gücü tasarrufu yapabilmek için rutin bir tarımsal metotmuş gibi anız yakmaktadırlar.
Kuşkusuz bütün anız yangınlarının tek nedeni arazi sahiplerinin istekli tutumları da değildir. Buna iş makinelerinin çıkardığı kıvılcımlar, bilinçsizce yakılan ve kontrol altına alınmadan terk edilen piknik ateşleri, söndürülmemiş sigara izmaritleri gibi çok az bir dikkatle önlenebilecek davranışların onlarcasını da eklemek mümkündür.
Anızı yakma neticesinde gerek tarımsal ekosistem ve gerekse doğal ekosistem tahrip edilmektedir. Özellikle topraktaki Karbon (C) ve Azot (N) dengesi yok olmakta ve tarlalar verimsizleşmektedir.
Anız yangınlarından dolayı gerek ormanlar gerekse komşu araziler zarar görmekle birlikte toprakta bulunan birçok canlı hayatını kaybetmektedir. Doğal dengeyi bozan anız yakma, birçok canlının beslenme, barınma ve korunma ortamını da yok etmektedir. Bunların yanı sıra; Toprakta Organik madde miktarı azalmakta, mikrobiyolojik aktivite gerilemekte, toprağın su tutma kapasitesi azalmakta, toprak verimliliği düşmekte, erozyon riski yükselmekte, biyolojik denge bozulmakta, fiziksel ve kimyasal yapı zarar görmekte, çevre kirliliği artmakta, telefon ve enerji iletim hatları zarar görmekte, trafik kazası ihtimali yükselmektedir.
Bu noktada, çiftçilerimizin zamandan kazanmak ve toprağı daha kolay işlemek düşüncesi ile yakma uygulamalarına meydan vermemek için; biçim yüksekliğinin mümkün olduğunca kısa olması sağlanmalıdır. Anızlı toprak işlemede kolaylık sağlayan sap parçalayıcı makinelerin kullanılmasının yaygınlaştırılması hedeflenmelidir.
Bölgemiz genelinde hububat hasadı başlamış olup, hasat sonrası arazide kalan anızların yakılmamasına özen gösterilmelidir.
Doğal kaynakların geçmişten bizlere miras kalmadığı gelecek nesillerden ödünç alındığı bilinci çerçevesinde kaynakların korunması ve sürdürülebilir bir tarım için anız yakma gibi çağdışı uygulamalara son verilmelidir.
Ahmet Faruk DEMİR