27 Ekim 2025

Ahmet Faruk Demir / Bir Uyanış

İlkbahar bir bayram, bir uyanış, bir mucize, bir çılgınlık, olmayacak gibi duran bir şeyin oluşu; Doğa için yeniden diriliş demektir. İnsanlar ilkbahar ile beraber hayat bulurlar. Dışarıya çıkarlar, kışa göre çok daha sosyal hayat yaşarlar. Bitkilerin büyük bir kısmı son baharını yaşadıktan sonra derin bir uykuya dalarlar. Ancak bir ölüm değildir bu uyku. Bir dinlenme, bir güçlenmedir. Özlenmeyi beklemedir. Sadece bitkiler için değil aslında, İlkbahar insanlar için de bir yenilenme, bir mutluluk kaynağıdır. Sıcaklarla beraber toplum içinde birlik beraberlik artar. Sosyalleşen insan yeni bağlar kurarak zaman geçirir. Hemen her insan tarafından en çok beklenen, en çok hayal edilen mevsimdir. Doğadaki tüm canlılar için bir değişim halidir. Kış uykusuna yatan hayvanlar uyanarak yeni bir yıla başlar.

haber/Photo_1677923915870.jpg

İlkbahar belki de mevsimlerin en güzeli en kıymetlisidir. Doğanın yeniden doğmaya başladığı ve tüm insanlara huzur ve mutluluk saçan bu mevsim güzel günler için kullanılan çoğu deyim içinede bir şekilde sıkıştırılır. Çünkü baharı yaşamak demek hayatı yaşamak demektir. Hayat her zaman güzeldir ama baharda bir başka güzeldir. İlkbaharda insanlar, hayata yeniden bağlanır ağaçlara, dağlara çiçeklere, bayırlara tekrar aşık olur.

Yılın yorgunluğunu atmak isteyen insanlar ilkbaharın temiz, berrak, sıcak havaları ile kendilerini bırakırlar. Ailelerine daha çok zaman ayırırlar, ilkbahar etkinlikleri gerçekleştirerek doğayı yeniden tanırlar. İlkbahar insanlara paylaşmayı, dayanışmayı ve kaynaşmayı öğretir. Toplum olarak aynı ortak alanları paylaşarak zaman geçiririz.

Öyle ki doğanın bize bahşettiği dört mevsimi de tadında yaşayabilen bir ülkeyiz. Her mevsimin kendine has güzellikleri var. Ancak ilkbahar bir başkadır yanımızda. İlkbahar kışın beyaz ve gri tonlarının ardından parlak renklere dönüşerek, sokakta güneş ısınır, kuşlar yüksek sesle ıslık çalar ve bahar tazeliği çoktan havaya dökülür, yoldan geçenlerin yüzleri kasvetli bir kış ifadesinden parlak bir bahara dönüşür. Ağaçlar, verecekleri meyvelerin müjdesini verir çiçekleriyle, dağlarda kırlarda açan elvan çiçekler, çiçeklerde gezen kelebekler, arılar, kuşlar, henüz doğmuş tatlı kuzucuklar ve daha nice güzellikler…

Küresel ısınmanın etkisiyle doğanın bu güzellikleri artık daha kısa süre yaşanmaktadır.

Bundan dolayı da baharlar eskiye oranla daha da kıymetlidir. ‘‘Tabiatın tercümana ihtiyacı yoktur, onun güzelliğini anlamak için, açık bir ruh yeter.’’ demiş Kari Betler. Baharın gelmesiyle gün yüzüne çıkan bu güzellikleri korumakta elbette üzerimize düşen vazifedir. İlkbaharı olması gerektiği gibi görüp yaşamak istiyorsak, doğaya zarar vermekten kaçınmalıyız Gün yüzüne çıkan doğanın bu güzelliklerini koruyarak doyasıya yaşamak dileğiyle…

 Zir. Müh. Ahmet Faruk DEMİR